bugün
- bir kadın nasıl tavlanır12
- iğrenç bir his tarif et47
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek11
- lise aşkınızın evlenmesi8
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi17
- anın görüntüsü12
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- en yaşlı özelliğiniz18
- hemşire kızlar nasıl oluyor24
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir15
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek18
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- insanlar melek mi şeytan mı8
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz43
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- icardi190520
- özgür özel8
- suriyeliler suriye'ye dönsün13
- fake hesabım için nick önerileri9
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- insana kendini kötü hissettiren şeyler8
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması8
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması8
- ahirette sorulacak ilk soru8
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar17
entry'ler (67)
Yakın zamanda tüm serisini bitirdim. Entry girmeden olmazdı tabi.
Yaşar Kemal'le tanışmam lise yıllarına, kitap okumaya yeni başladığım döneme dayanır. O zamanlar elimde "kuyucaklı yusuf" vardı. Kitap hediyeleşmesi ile edinmiştim galiba onu. Ama okumadım. Bir gün arkadaşım bana verir misin onu dedi, ben de sana bir kitap veririm, bu bir trampa teklifi idi. Giden de gelen de çok önemli değildi benim için. Duracaktı televizyon sehpasının iki kapaklı ve kitaplık* olarak kullandığım bölmesinde bekleyecekti. Trampa ile edindiğim kitap "binboğalar efsanesi" idi.
Lise son itibariyle bir okuma çabasına girdim. Bu çabanın ikinci ya da üçüncü ayağında, belki dördüncü ya da beşinci ayağında** okudum Binboğalar efsanesi'ni. Yazarın doğa ve insan betimlemeleri, anlattığı efsaneler çok hoşuma gitmişti. Tabi kitaptaki olay da ilgi çekiciydi.
Üniversiteye başlamamla okuma macerasına devam ettim. Üniversite kütüphanesinde kitap bakarken Yaşar Kemal kitaplarını es geçmek olmazdı. Ben de "yılanı öldürseler" kitabını ödünç aldım. kitabın bıraktığı tadı anımsamakla birlikte, ki ben okuduğum ya izlediğim şeyleri anımsamamakla birlikte bıraktığı tadı anımasayan biriyimdir, bitiminde tekrar yaşar Kemal kitabı ödünç aldım. Üçüncü ve dördüncü yaşar Kemal eseri, sonrasında (askerdeyken) ikinci kez okuduğum "akçasaz'ın ağaları" serisiydi: demirciler çarşısı cinayeti ve yusufçuk yusuf. Demirin tuncuna insanın piçine kaldığımız seri hani. O zamanlar bu söz ya popüler değildi ya da ben bilmiyordum. Bu seriyi seçmemde popülarite etkisi yok yani. Ha olsa kötü mü, değil. Kütüphanede yaşar Kemal kitapları arasından seçip aldım. Belki de adı çekici geldi.
Akçasaz'ın Ağaları ile yazara olan ilgim arttı. Araya başka kitaplar girmekle birlikte sırasıyla Dağın öte yüzü serisi, üç Anadolu efsanesi, kimsecik serisi, al gözüm seyreyle salih, deniz küstü, bir ada hikayesi serisi ve kuşlar da gitti'yi okudum. Yazarın en popüler olan, yazarla özdeşleşmiş olan eserini okumamıştım: ince Memed.
ince Memed'i üniversitedeyken okumak istedim ancak kütüphanede seri eksikti. O zaman kitap satın alma gibi bir huyum ve yeterli maddi olanağım da yoktu. Öteledim o yüzden. Ama hep aklımdaydı. Çünkü yazarın bütün romanlarını okumak istiyordum, okumadığım tek bu vardı. Sonradan fark ettim ki ağrıdağı efsanesi romanı da varmış. Onu da sonra okurum artık.
Seri eksik, kitap alacak para yok, para olunca seri çok uzun uygun bir zaman kollayayım filan derken okumak bu zamana kaldı.
Şimdi seri hakkında konuşalım. Yaşar Kemal'in üslubunu iyi bilen ben için, bol doğa ve karakter betimlemesi, karakterlerin kimi zaman en ufak hareketlerinin detaylı olarak anlatılması, karakterlerin düşünce dünyasının detaylı olarak anlatılması, efsane anlatımları yeni bir şey değildi.
Okurken yanımda telefon vardı sürekli. Bilmediğim kelimelerin anlamına bakmak ve de adı geçen yerleri haritada bulabilmek için. Olayların geçtiği yerleri haritada incelemek, karakterlerin hareketlerini harita üzerinden anlamaya çalışmak güzeldi. Kimi yer adları günümüzde geçerliliğini korurken kimilerini bulamadım. Ya gerçek adı değildi bunların ya da adları değişmişti. Mesela, Memed'in köyü olan Değirmenoluk köyünü bulamadım. Ama vayvay köyü çukurovada, kasabanın (kadirli) yakınlarında görünmekte idi.
--spoiler--
Seriyi iki kelime ile ifade etmek gerekirse benim için; mecburluk ve düzendir.
Memed önce daha çok kişisel bir mecburiyetten ötürü cinayet işlemiş, sonrasında ise düzene karşı bir tutuma girmiştir. Bu düzen, köylülerin ezildiği ağalık, beylik düzenidir. Memed, sevdiği kızın zoraki nişanlısı olan köyünün ağası Abdi Ağanın yeğenini sevdiği kızın elinden alınmış olması nedeniyle öldürmüştür. Burada da bir düzen etkisi vardır tabi. kızı Sefil ibrahim'in oğluna vermek yerine ağanın yeğenine vermek düzenin bir parçasıdır. Düzen ağanın köylerinde yaşayan insanlar (serf diyebiliriz) tarafından da kanıksanmıştır. Kızın ağa yeğenine verilme süreci kitapta anlatılmamış olsa da ağa korkusu ve ağaya hısım olma arzusunun etkili olduğu şüphesizdir.
Memed, bu cinayet vakasından sonra eşkiyalığa adım atmıştır. iLerleyen süreçte Abdi ağa'nın yaptıkları memed'in içindeki kurdu harekete geçirecek ve yarım kalan işi tamamlayıp onu öldürecektir. MEmed ağa zulmüne karşı gelme mecburluğu içindedir artık. ilerleyen süreçte memed bu saikle ama günbegün bilinçlenerek mücadelesine devam edecektir.
--spoiler--
* Bakmayın kitaplık dediğime, içinde ders kitapları ve defterlerim vardı sadece, kapağına da ders programı yapıştırılmıştı elbet.
** Buradaki kararsızlık okuduklarım listemle alakalıdır. Başlarda bir liste yapmıyordum, sonradan liste yaptığımda 2,.3., 4. ve 5. sıralardan emin olmamakla birlikte bu kitabı 2. sıraya yazmıştım.
Yaşar Kemal'le tanışmam lise yıllarına, kitap okumaya yeni başladığım döneme dayanır. O zamanlar elimde "kuyucaklı yusuf" vardı. Kitap hediyeleşmesi ile edinmiştim galiba onu. Ama okumadım. Bir gün arkadaşım bana verir misin onu dedi, ben de sana bir kitap veririm, bu bir trampa teklifi idi. Giden de gelen de çok önemli değildi benim için. Duracaktı televizyon sehpasının iki kapaklı ve kitaplık* olarak kullandığım bölmesinde bekleyecekti. Trampa ile edindiğim kitap "binboğalar efsanesi" idi.
Lise son itibariyle bir okuma çabasına girdim. Bu çabanın ikinci ya da üçüncü ayağında, belki dördüncü ya da beşinci ayağında** okudum Binboğalar efsanesi'ni. Yazarın doğa ve insan betimlemeleri, anlattığı efsaneler çok hoşuma gitmişti. Tabi kitaptaki olay da ilgi çekiciydi.
Üniversiteye başlamamla okuma macerasına devam ettim. Üniversite kütüphanesinde kitap bakarken Yaşar Kemal kitaplarını es geçmek olmazdı. Ben de "yılanı öldürseler" kitabını ödünç aldım. kitabın bıraktığı tadı anımsamakla birlikte, ki ben okuduğum ya izlediğim şeyleri anımsamamakla birlikte bıraktığı tadı anımasayan biriyimdir, bitiminde tekrar yaşar Kemal kitabı ödünç aldım. Üçüncü ve dördüncü yaşar Kemal eseri, sonrasında (askerdeyken) ikinci kez okuduğum "akçasaz'ın ağaları" serisiydi: demirciler çarşısı cinayeti ve yusufçuk yusuf. Demirin tuncuna insanın piçine kaldığımız seri hani. O zamanlar bu söz ya popüler değildi ya da ben bilmiyordum. Bu seriyi seçmemde popülarite etkisi yok yani. Ha olsa kötü mü, değil. Kütüphanede yaşar Kemal kitapları arasından seçip aldım. Belki de adı çekici geldi.
Akçasaz'ın Ağaları ile yazara olan ilgim arttı. Araya başka kitaplar girmekle birlikte sırasıyla Dağın öte yüzü serisi, üç Anadolu efsanesi, kimsecik serisi, al gözüm seyreyle salih, deniz küstü, bir ada hikayesi serisi ve kuşlar da gitti'yi okudum. Yazarın en popüler olan, yazarla özdeşleşmiş olan eserini okumamıştım: ince Memed.
ince Memed'i üniversitedeyken okumak istedim ancak kütüphanede seri eksikti. O zaman kitap satın alma gibi bir huyum ve yeterli maddi olanağım da yoktu. Öteledim o yüzden. Ama hep aklımdaydı. Çünkü yazarın bütün romanlarını okumak istiyordum, okumadığım tek bu vardı. Sonradan fark ettim ki ağrıdağı efsanesi romanı da varmış. Onu da sonra okurum artık.
Seri eksik, kitap alacak para yok, para olunca seri çok uzun uygun bir zaman kollayayım filan derken okumak bu zamana kaldı.
Şimdi seri hakkında konuşalım. Yaşar Kemal'in üslubunu iyi bilen ben için, bol doğa ve karakter betimlemesi, karakterlerin kimi zaman en ufak hareketlerinin detaylı olarak anlatılması, karakterlerin düşünce dünyasının detaylı olarak anlatılması, efsane anlatımları yeni bir şey değildi.
Okurken yanımda telefon vardı sürekli. Bilmediğim kelimelerin anlamına bakmak ve de adı geçen yerleri haritada bulabilmek için. Olayların geçtiği yerleri haritada incelemek, karakterlerin hareketlerini harita üzerinden anlamaya çalışmak güzeldi. Kimi yer adları günümüzde geçerliliğini korurken kimilerini bulamadım. Ya gerçek adı değildi bunların ya da adları değişmişti. Mesela, Memed'in köyü olan Değirmenoluk köyünü bulamadım. Ama vayvay köyü çukurovada, kasabanın (kadirli) yakınlarında görünmekte idi.
--spoiler--
Seriyi iki kelime ile ifade etmek gerekirse benim için; mecburluk ve düzendir.
Memed önce daha çok kişisel bir mecburiyetten ötürü cinayet işlemiş, sonrasında ise düzene karşı bir tutuma girmiştir. Bu düzen, köylülerin ezildiği ağalık, beylik düzenidir. Memed, sevdiği kızın zoraki nişanlısı olan köyünün ağası Abdi Ağanın yeğenini sevdiği kızın elinden alınmış olması nedeniyle öldürmüştür. Burada da bir düzen etkisi vardır tabi. kızı Sefil ibrahim'in oğluna vermek yerine ağanın yeğenine vermek düzenin bir parçasıdır. Düzen ağanın köylerinde yaşayan insanlar (serf diyebiliriz) tarafından da kanıksanmıştır. Kızın ağa yeğenine verilme süreci kitapta anlatılmamış olsa da ağa korkusu ve ağaya hısım olma arzusunun etkili olduğu şüphesizdir.
Memed, bu cinayet vakasından sonra eşkiyalığa adım atmıştır. iLerleyen süreçte Abdi ağa'nın yaptıkları memed'in içindeki kurdu harekete geçirecek ve yarım kalan işi tamamlayıp onu öldürecektir. MEmed ağa zulmüne karşı gelme mecburluğu içindedir artık. ilerleyen süreçte memed bu saikle ama günbegün bilinçlenerek mücadelesine devam edecektir.
--spoiler--
* Bakmayın kitaplık dediğime, içinde ders kitapları ve defterlerim vardı sadece, kapağına da ders programı yapıştırılmıştı elbet.
** Buradaki kararsızlık okuduklarım listemle alakalıdır. Başlarda bir liste yapmıyordum, sonradan liste yaptığımda 2,.3., 4. ve 5. sıralardan emin olmamakla birlikte bu kitabı 2. sıraya yazmıştım.
Aşçılığı hakkında değerlendirme yapabilecek bir değilim ancak yemek programı yapan birisi olarak gayet başarılı buluyorum. Ekrana kilitliyor insanı. Anlatımı sıkmıyor, ufak espriler ve kendine özgü laflarla anlatımı zenginleştiriyor.
TBMM'de bir milletvekili ile temsil edilmektedir. Söz konusu milletvekili ak parti'den geçiş yapan mustafa yeneroğlu'dur
Otomobil camiasında bir modelin en dolu paketine verilen isimdir.
bir saksafon icracısı. "too many zooz" grubunun üyesi.
şu videodaki performansı acayip. Zaten grubun performansları da ilginç.
şu video: https://www.youtube.com/watch?v=BARAHLk-8dk
şu videodaki performansı acayip. Zaten grubun performansları da ilginç.
şu video: https://www.youtube.com/watch?v=BARAHLk-8dk
Sevmiyorum demek ki ılık değilim. Şans eseri yaşıyoruz valla.
Bir "kara gömlekliler" veya "siyah orkestra" değildirler.
(bkz: b c d y z i)
Güç/iktidar, zamanla sahiplerini otoriter/diktatör/firavun haline getirir. Demokratik sistemlerde bunun önüne geçebilmek için seçimle hükümet kurma, kuvvetler ayrılığı (özellikle yargı bağımsızlığı), temel hak ve özgürlüklerin tanınması ve koruma mekanizmalarının geliştirilmesi gibi yol ve yöntemler bulunmaktadır. Tabi burada başarı sağlanabilmesi için demokrasinin toplum tarafından - en azından büyük çoğunluğu tarafından- içselleştirilmiş olması gerekir.
Ayrıca (bkz: her firavunun bir musa sı vardır)
Ayrıca (bkz: her firavunun bir musa sı vardır)
Böyle başlıkları görmek güzel. Ancak tavsiyede bulunanların ufak da olsa neden tavsiye ettiğini yazması iyi olur kanaatimce. Haa bu tarz başlıklara benim de direkt tavsiyeleri yazdığım oldu ama doğru olan bu yöntem değil tabi.
Tavsiyem Yaşar Kemal'in "binboğalar efsanesi" romanıdır.
Yaşar Kemal'in betimlemeleri ile romandaki mekânları zihnimizde canlandırabildiğimiz, konar göçer Yörüklerin yaşantısının anlatıldığı, hızır ile ilyas'ın buluşmasının (hıdrellez) ilgi çekici şekilde işlendiği bir romandır.
Tavsiyem Yaşar Kemal'in "binboğalar efsanesi" romanıdır.
Yaşar Kemal'in betimlemeleri ile romandaki mekânları zihnimizde canlandırabildiğimiz, konar göçer Yörüklerin yaşantısının anlatıldığı, hızır ile ilyas'ın buluşmasının (hıdrellez) ilgi çekici şekilde işlendiği bir romandır.
Hiç beklemediğim şekilde bitmiştir.
--spoiler--
Bulgaristan'dan istanbul'a dönüş ile ilgili bir şeyler de olacak diye beklemiştim. Ha bu son kötü mü değil tabi
--spoiler--
Filmde beğenmediğim iki nokta var.
--spoiler--
1. Domalan soyadı üzerinden komedi kasılması. Gereksizdi, filmle bağdaşan bir yanı yoktu.
2. Selim'in Sakıp'a hiç sormadan 300 km yol giderek Romanya'ya kadar gitmesi. Gerçekçi değil. insan o kadar yol gidip de hiç sormaz mı, "ağa (kardaş) ben gidiyorum ama doğru mu gidiyorum bir bak hele." denmez mi?
--spoiler--
--spoiler--
Bulgaristan'dan istanbul'a dönüş ile ilgili bir şeyler de olacak diye beklemiştim. Ha bu son kötü mü değil tabi
--spoiler--
Filmde beğenmediğim iki nokta var.
--spoiler--
1. Domalan soyadı üzerinden komedi kasılması. Gereksizdi, filmle bağdaşan bir yanı yoktu.
2. Selim'in Sakıp'a hiç sormadan 300 km yol giderek Romanya'ya kadar gitmesi. Gerçekçi değil. insan o kadar yol gidip de hiç sormaz mı, "ağa (kardaş) ben gidiyorum ama doğru mu gidiyorum bir bak hele." denmez mi?
--spoiler--
postacı filminde kemal Sunal'ın canlandırdığı karakterdir.
Eğlenceli ve ilginç şeylerin yapılan bir yemek kanalı. Nedir bu ilginç şeyler derseniz kola, pringles, albeni, snickers vb.
Bana en ilginç gelen ise evde piton döner yapma tarifiydi. Adam bildiğim döner makinası aldı eve.
Eğlenceli kısmı ise yutubırın -eser bilen adı- anlatımı ve tepkileri.
(bkz: tencereyi ocağa ekliyirüm)
Bana en ilginç gelen ise evde piton döner yapma tarifiydi. Adam bildiğim döner makinası aldı eve.
Eğlenceli kısmı ise yutubırın -eser bilen adı- anlatımı ve tepkileri.
(bkz: tencereyi ocağa ekliyirüm)
Devlet bahçeli bir ara kendisinden "necmet erdiman" olarak bahsetmiştir.
Dil sürçmesi, olur öyle.
Dil sürçmesi, olur öyle.
Popüler olduğu dönemde oynayamadığım oyun.
Şahsen bir anda popüler olan şeylere karşı bir antipati oluşuyor bende. Bunun nedenini bilmiyorum. Ama Pokemon go için bu antipati oluşmamıştı. Çünkü çocukken izlediğim ve en sevdiğim çizgi filmlerden biri. Diğeri Beyblade. Ayrıca Tom ve Jerry'nin yeri ayrıdır. Onu bu kategoride değerlendirmiyorum.
Gelelim niye oynayamadığıma. Telefonum oyuna elverişli değildi. Akıllı telefondu ama Windows Phone işletim sistemi vardı ve oyun bu işletim sistemine çıkmamıştı.
Sonra android bir telefon aldım ama canım istemedi oynamayı. Hem telefonda oyun oynamayı da pek sevmem. Ama şimdilerde düşünüyorum, evde kalma bitince yükleyip Pokemon peşine düşsem mi diye.
Öyle de bir anımdır işte.
Şahsen bir anda popüler olan şeylere karşı bir antipati oluşuyor bende. Bunun nedenini bilmiyorum. Ama Pokemon go için bu antipati oluşmamıştı. Çünkü çocukken izlediğim ve en sevdiğim çizgi filmlerden biri. Diğeri Beyblade. Ayrıca Tom ve Jerry'nin yeri ayrıdır. Onu bu kategoride değerlendirmiyorum.
Gelelim niye oynayamadığıma. Telefonum oyuna elverişli değildi. Akıllı telefondu ama Windows Phone işletim sistemi vardı ve oyun bu işletim sistemine çıkmamıştı.
Sonra android bir telefon aldım ama canım istemedi oynamayı. Hem telefonda oyun oynamayı da pek sevmem. Ama şimdilerde düşünüyorum, evde kalma bitince yükleyip Pokemon peşine düşsem mi diye.
Öyle de bir anımdır işte.
Yapmasam olmaz. Hem ben yapmasam başkası yapacak. (bkz: hayırlı forumlar)
Linke tıkladım haberi okuyorum. Altındağ belediye başkanı Veysel Tiryaki diyor. Allah Allah dedim , bu adam son yerel seçimde Yenimahalle belediyesine aday olmamıştı, ne alaka Altındağ dedim. Hem Altındağ belediye başkanının adını da unuttum ama kesin veysel Tiryaki değil dedim. Kendi kendime dedim bunları.
Sonra baktım ki haber tarihi 12 mayıs 2018'miş.
Sonra baktım ki haber tarihi 12 mayıs 2018'miş.
Hikayesi ile insanı içine çeken film.
--spoiler--
Final maçını izlediğimde acaba gerçekten böyle mi sonuçlanmış, yani son anda 5 puan alarak mı şampiyon olmuş geeta diye merak edip ufak bir araştırma yaptım.
(Araştırma: Google'ı aç, "Delhi 2010 55 women wrestling" arat)
Araştırmam sonucunda final maçının videosuna ulaştım. Filmdeki gibi son anda kazanma durumu söz konusu değil. 1-0 ve 7-0 sıfırlık sonuçlarla 2-0 rahat kazanmış geeta. Tabi film bu, o kadar abartı olur. Her şey gerçek diye bir iddiası da yok galiba filmin. Filmin başında sadece baba phogat ve kızlarının gerçek olduğu, diğer kişilerin gerçek olmadığı yönünde de bir uyarı var zaten.
Final maçı: https://youtu.be/pmHBSHSHH8Y
--spoiler--
--spoiler--
Final maçını izlediğimde acaba gerçekten böyle mi sonuçlanmış, yani son anda 5 puan alarak mı şampiyon olmuş geeta diye merak edip ufak bir araştırma yaptım.
(Araştırma: Google'ı aç, "Delhi 2010 55 women wrestling" arat)
Araştırmam sonucunda final maçının videosuna ulaştım. Filmdeki gibi son anda kazanma durumu söz konusu değil. 1-0 ve 7-0 sıfırlık sonuçlarla 2-0 rahat kazanmış geeta. Tabi film bu, o kadar abartı olur. Her şey gerçek diye bir iddiası da yok galiba filmin. Filmin başında sadece baba phogat ve kızlarının gerçek olduğu, diğer kişilerin gerçek olmadığı yönünde de bir uyarı var zaten.
Final maçı: https://youtu.be/pmHBSHSHH8Y
--spoiler--